14 Haziran 2010

Kendini Bilmez Zaman Yolcusu

Ölenler, yerine gelenler.
Kuyruğunu kovalayan köpek gibiyiz.
Geçmişin olarak adlandırdığın bir yığın şeyin sanki zamanlar arasında yolculuk yapan bir kendini bilmez tarafından al aşağı edilmesi. Değişen resimdeki silinen kişinin sen olması...

Realist olmakla övünen benin hayalle gerçek arasında sıkışıp kalması.
Bir ölüm vakası için köklerine gittiğinde ölenin aslında geçmişin olduğunun farkına varmak ne acı.
Pilav içindeki nohut taneleri gibisin. Yıkanan naaş değilde sen gibisin...
Vakti zamanında bunu bir kere daha yaşamıştım der ya insan.
Yaşamışım, ama meğer çocukmuşum...