18 Ekim 2010

Üç tekerlekli bisiklet...

Diyarbakır.
Bağlar mahallesi.
Polis lojmanları A2 blok.
Üç tekerlekli bisikletim binanın çevresinde dolanıyor.
Yanlız ben pedalları çeviremeyecek kadar küçüğüm.
Arkamda kocaman elleriyle koca bir adam, hayır hayır bir dev itiyor beni. Çok güçlü çok kuvvetli bir dev bu.
...
...
...
Hepsi bu aslında....
...
...
...

Belki de bu yüzden yazabileceğin çok şey olsun istiyorum.

17 Ekim 2010

Yolun Yarısı Varmı?


Hayat planladıklarını gerçekleştirmeye devam ediyor. Sen istediğin kadar hayata dair planlar yap.

Zaman içinde bulunduğun yer, geçmişe dair hatıraların ile geleceğe dair hayallerinin kesiştiği noktanın tam üstü. İşte tam o noktada iki ayağının üstünde dikiliyorsun. Terazinin kefeleri acaba nerede dengeleniyor. Yolun ortasını ancak hayallerinin sonuna geldiğinde öğrenebiliyorsun. Zaman yada adım hesabı yapacak olursak en azından sorunun cevabını bu şekilde bulma şansımız var. Peki ya zaman her şey demek değilse. Diğer bir değişle zamanın göreceliğini kabul edecek olursak ne olacak!

Genelde geçmişe en çok takıldığımız anlar, o an kafamızdaki hayalleri, hayal ettiğimiz gibi gerçekleştiremediğimiz noktalar.

Hal böyleyken yaş ne olursa olsun terazinin hayal kefesinin her zaman ağır basmasında fayda var. Diğer bir değişle yolun ortası diye bir nokta, yok gibi bir şey.